18 Nisan 2013 Perşembe

Fotoğraf Makinesi Seçimi

Fotoğrafçılık dijital ortamda yer edinmeye başladı başlayalı özellikle başta genç kesim olmak üzere insanlarda fotoğrafçılığa karşı ilgi artar hale geldi. Bu da üretici firmaların her segmentte daha bol çeşit ürün arzetmeye başlamalarına sebebiyet verdi. Canon, Nikon ve Sony gibi firmalar her kesime hitap eden ürünlerini her yıl en az birer ürün ekleyerek çeşitlendirmekte. Durum böyle olunca da tüketici olarak bizlere ürün seçimi konusunda bir sürü alternatif sunmaktalar. Ancak bu çeşitlilik kullanıcıların leyhine bir gelişme gibi görünse de bazen insanların yanlış seçim yapmasına sebep olabiliyor.
Bir de işin çevre faktörü var. Özellikle ortaöğretim ve lise çağındaki gençlerin, arkadaşlarında veya yakın akrabalarında gözlemledikleri fotoğraf hobisine karşı bir özenti beslemeleri, onlar gibi bu işe heves etmeleri; fakat nereden ve nasıl başlamaları gerektiği konusunda doğru bir fikir edinmemiş olmaları, bazen bu gençlerin hem kullanım amacına uygun olmayan bir makine seçmelerine hem de ailelerini gereksiz yere zor durumda bırakmalarına neden olmakta. Zira fotoğrafçılık, hobi olarak bile yapılıyor olsa, hem teknik bilgi hem hayal gücü hem de maddi imkan gerektiren bir iştir. Şahsım adına konuşacak olursam, 1700-3500 TL arasındaki makineler için ailelerini ikna etmeye çalışan 14-15 yaşlarındaki gençlerin ve "olsa da alsak" diyemedikleri için ezile büzüle, kırk dereden kırk su getirerek çeşitli bahaneleri öne süren ebeveynlerin varlıklarına büyük alışveriş merkezlerine her girişimde şahit olmaktayım. Zaten teknik bakımdan o derece gelişmiş makineleri o yaştaki gençlere sunmak (GENELLİKLE) hem maddi israf hem de o gencin fotoğrafa olan merakının yok olmasıyla sonuçlanacaktır. Çünkü kullanamayacak, kullanamayınca da soğuyacaktır.
Peki büyüklerde durum farklı mı? Aslında büyüklerde de benzer bir durum sözkonusu. Tek fark: Belki sizin elinizde kendi paranız var, kimseden medet ummuyorsunuz. Ama şu unutulmamalıdır ki, bir fotoğraf makinesi alıyorsanız kendinize soracağınız ilk soru: Ben bunu hangi amaçla alıyorum ve ne çekeceğim? sorusu olmak zorundadır. Zira amacınız dışındaki bir makineye para sayıyorsanız, bilin ki paranızı çöpe atmış oluyorsunuz.

Peki hangi amaca göre hangi tür makineyi kullanmalıyım?

Günümüzde genel kullanıcı tarafından üç tür fotoğraf makinesi kullanılmaktadır. COMPACT denilen küçük makineler, DSLR-like (Melez, Yarı DSLR gibi adlarla da anılırlar) türü makineler ve D-SLR (Digital Single Lens Reflex) diye adlandırılan amator ve profesyonel anlamdaki kullanıcılara hitap eden makineler bu üçlüyü oluşturan çeşitlerdir. Şimdi bu üç türü kullanım alanlarına göre tek tek açıklayalım:

COMPACT FOTOĞRAF MAKİNESİ: 
Compact

Compact makineler diğer tür makinelerin içinde en küçük yapılı olan, taşınması kolay olan, üzerinde kullanıcıyı yönlendiren çeşitli modlar bulunduran (Portre, Manzara, Close- up / Yakın çekim, vs..) kullanımı kolay, fiyat üst sınırı çok pahalı olmayan fotoğraf makineleridir. Bu makinelerle genelde hatıra, piknik, aile fotoğrafları gibi fotoğraflar çekilir. Aynı zamanda sigortacılık / ekspertizlik yapanlar da taşıma ve kullanım kolaylığı sebebiyle genelde bu tip makineleri tercih ederler.
Compact / Kompakt makineler hem kendi boylarının küçük olmasından hem gayet minik bir algılayıcıya sahip olmalarından hem de lens ekipmanının sabit (değişemez) olmasından dolayı profesyonel anlamda fotoğraf kalitesi sunmazlar.
Yeni nesil makinelerde kompakt makine bile olsa "M" yani manuel ve AV, TV gibi modları görebiliyoruz. Bu modları kullanmayı bilen kullanıcı uzun pozlama, HDR gibi fotoğrafları yine çekebilir; fakat yukarda belirtilen sebeplerden dolayı PROFESYONEL KALİTE sunmazlar.

DSLR-Like TÜRÜ MAKİNELER:
DSLR-like

Bu sınıftaki makineler aslında COMPACT makinelerdir diyebiliriz. Fakat üreticiler zamanla doğan talepten dolayı böyle bir sınıfa girmek ihtiyacını hissetmişler. Bu makineler görünüş itibarıyla compact makinelerden çok daha büyüktürler. Tıpkı bir DSLR boyuna yaklaşan gövdeleri, çeşitli ayar kadranlarının bulunması, AV, TV, M gibi modları daha rahat kullanım avantajı sağlaması (Küçük kompaktlara göre), genelinde makro çekimlerde tatminkar sonuçlar elde edilmesi gibi avantajları göz önüne alındığında küçük kompaktlara göre gerçekten gelişmiş makinelerdir. Bu tip makinelerin zoom kabiliyetleri çok yüksektir. Önlerindeki lens dürbün gibi çalışmakta. Eğer çok fazla zoom ihtiyacınız var ve bütçeniz çok çok iyi değilse DSLR-like türü bir makineyi tercih edebilirsiniz. Zira normal bir DSLR makinede (35mm karşılığı) 840, 900, 1000 gibi mm değerlerinde fotoğraf çekmenizi sağlayacak lensler size bir servete mal olacaktır. Fakat DSLR-like türü makinelerin sensörlerinin ufak olması, crop factor değerinin yüksek olmasına ve dolayısı ile zoom miktarının yani yakınlaşmanın yüksek olmasına sebep olur. Tabi bu yakınlaşma DSLR makinelere kıyasla görüntü kalitesini düşürecektir.
DSLR-like türü makineler sabit lensli makinelerdir, objektifin değiştirilmesi söz konusu olamaz. Zoom ve netleme bazı markalarda elektronik motor sayesinde yapılırken, bazı markalarda zoom manuel ve netleme hem manuel hem de elektronik olarak (AF) kullanılır. Yeni ürünlerde RAW çekim yapan DSLR-like makinelere de rastlanmakta. RAW, pro kullanıcıların vazgeçilmezidir. Fakat hem sensörünün küçük olması, hem genelde sabit diyafram değerli lens kullanılmaması, eğer ki fotoğraf işinde ilerlemeyi düşünüyorsanız size kısa zaman sonra yetersiz kalmasına sebep olacaktır.

Flickr'dan örnek DSLR-like fotoğrafları görmek için TIKLAYIN

D-SLR MAKİNELER:

DSLR

DSLR makinelerde durum diğerlerinden çok farklıdır. DSLR'lar hem kompakt hem de DSLR-like türü makinelere göre çok daha masraflıdırlar; fakat yine onlara göre görüntü kalitesi çok daha iyidir. En kötü DSLR, en iyi DSLR-like makineden daha kaliteli sonuç verirse şaşmayın. (Hatırı sayılır bir lens ile)
Sony haricinde ayna sistemi kullanılır. Sony ise yarı geçirgen ayna olarak adlandırılan bir sistem kullanıp vizörü elektronik yapmayı tercih etmiştir. Bunun da kendisine göre artı ve eksileri var; fakat burada amacım marka model tavsiyesi olmadığı için genel olarak DSLR özelliklerinden ve kimlere uygun olduklarından bahsedeceğim.
Öncelikle şunu unutmamak gerekir:
DSLR makineler, fotoğrafa merak duyan, kendini bu yolda geliştirmek isteyen kullanıcılara hitap ederler. (Aile fotoğrafı, piknik fotoğrafı çekecekseniz kompakt tercih edebilirsiniz)
DSLR makinelerde objektif seçimi gövdeden bile daha önemlidir. Giriş ve orta segmentteki makinelerin hemen hemen hepsinde aynı ebatta sensör kullanılıyor olması aynı lens ile hepsinde aynı  (ya da çok yakın) görüntü kalitesi almanıza sebep olur. Bu gövdeler arasındaki (aynı marka) fiyat farklılıkları ekstra menülerin bulunması, dokunmatiklik, döner lcd bulunması, dahili hdr modu gibi modların bulunması ve çıkış yılından kaynaklı olmakta. Yani siz Canon 600D, Canon 650D, Canon 7D, Canon 60D ile aynı lensi kullanarak fotoğraf çekerseniz hepsinden aynı (ya da çok yakın) kalitede fotoğraf alırsınız.
DSLR makinelerde her lens / Objektif ile her işi yapamazsınız. Makro fotoğraf istiyorsanız macro lens almak durumunda kalabilirsiniz. (Bir böceğin gözünü çekecek kadar makrodan bahsediyorum)
Çok geniş açı çekimler için başka, portre için başka lens kullanmak zorundasınız.
Bir DSLR aldığınızda size yanında 18-55 ya da 18-105 gibi kit bir lens verilebilir; fakat unutmayın ki sadece bu lensler ile o makineden gerçek anlamda verim almanız mümkün değildir.
Kısacası bir DSLR kullanıcısı olmak istiyorsanız bütün bu emek ve maliyete katlanmanız gerekir. Değilse lütfen paranızı boşa harcamayınız ve ailenizin maddi durumunu da zora sokmayınız. Yeni başlamak arzusunda olan her kullanıcı için bir DSLR-like türü makine bile uzun süre yeterli gelebilir.

4 yorum:

  1. Serkan Bey, yazınıza katılıyorum, özellikle yeni DSLR dünyasına yeni girenlerin yaptığı en büyük hata güzel bir gövde(makine) alınınca güzel fotoğraflar çekileceği varsayımıdır. Sizin de yazınızda belirttiğiniz üzere DSLR'de gövdeden çok lensin kalitesi önemlidir, iyi bir lens bilgisayarda işlemeye bile gerek kalmadan iyi bir fotoğraf sunar. Maddi olarak fazla zorlanmamak için iyi ve pahalı zoom lensler yerine ucuz ama kaliteli prime(zoomsuz) lensler tercih edilebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, haklısınız...
      Fotoğraf makinesi (ele avuca gelir herhangi bir gövdeye bütçe ayırdıktan sonra) lense yapılan yatırım getirisi çok daha makul olacaktır.

      Sil
  2. Çok faydalı bir yazı olmuş.
    Yeni başlayan birisi olarak 60D gibi bir makinaya giriş lensleri ile başlayıp, ilerleyen süreçte lens yükselterek gövdeyi sabit tutabiliriz anladığım kadarı ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 60D gibi bir orta segment gövde sizin işinizi rahatlıkla görecektir, bundan emin olabilirsiniz. Bundan sonraki süreçte yine dediğiniz gibi kendinizi geliştirdikçe lenslere yatırım yapmak en mantıklı yol olacaktır.

      Sil